Uluslararası Dünden Bugüne Özbekistan Sempozyumu
|

Sempozyum Hakkında

single

Bu Sempozyum projesi, tarihte olduğu kadar günümüzde de jeopolitik, tarım, enerji kaynakları, bilim ve edebiyat bakımından önemli olan Özbekistan konusunda Türkiye’de bir farkındalık oluşturmayı ve iki ülke arasındaki bağların güçlendirilerek devam ettirilmesine katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Türkçenin iki ayrı lehçesini konuşan Özbek ve Türk halkları tarihten gelen güçlü bağlarla birbirine bağlıdır. Çarlık Rusya’sı ve Sovyetler Birliği dönemlerindeki zorunlu tecridin yol açtığı ayrılık bir tarafa konulduğunda bu iki ülke ve iki milletin kültür, edebiyat ve bilimden siyaset, uluslararası ilişkiler ve ekonomiye kadar birçok alanda işbirliği ve dayanışma içinde oldukları görülmüştür. Bu projenin Özbekistan’da gerçekleştirilecek “Uluslararası Dünden Bugüne Türkiye Sempozyumu” ile devam ettirilmesi planlanmaktadır. Sonraki yıllarda çalışmaların işbirliği içinde daha spesifik konularla sürdürüleceğini ümit ediyoruz.   

Özbekistan ve çevresi, Samaniler, Karahanlılar, Karahıtaylılar, Harizmşahlar, Timurlular ve Özbek Hanlıkları zamanında en parlak devirlerini yaşamıştır.

Özbekistan, Orta Asya devletleri içinde tarihî eserler bakımından en zengin ülkedir. Türk ve İslam kültürünün buluşma noktası olan kadim Özbekistan şehirlerinde dünya mirası listesine girmiş çok önemli yazıt, kitap, yapı ve eserler bulunmaktadır.

Özbekistan, tarihî süreç içinde kültür ve bilim merkezi olmuş; bu ülkenin de yer aldığı Maveraünnehir coğrafyasında İslami ilimler, doğa ve matematik bilimleri, felsefe ve edebiyat sahasında dünyaca ünlü büyük şahsiyetler yetişmiş ve her biri kendi alanında önemli gelişmeler sağlamıştır. Hadiste Buharî, Tirmizî, Nesaî ve Dârimî böyledir. Kelam ilminde Matüridî, Nesefî ve Semerkandî aynı türden bir üne sahiptir. Fıkıh ilminde başta Alaeddin Semerkandî (Tuhfe) ve Merginânî (Hidaye) olmak üzere çok sayıda fakih yetişmiş, Hanefî fıkhı bu yörenin âlimleri sayesinde gelişmiştir. Tasavvufta Bahaeddin Nakşibend, Abdülhakim Gucduvanî ve Ubeydullah Ahrâr, bu sahada büyük şöhrete sahiptir. Edebiyat alanında Sultan Hüseyin Baykara, arkadaşları Ali Şir Nevai ve Molla Câmi Timurlular dönemine damgasını vurmuş büyük ediplerdir. İbn Sina, Birunî ve Harizmî gibi birçok filozof ve bilim adamı kendi dönemleri açısından büyük buluş sayılacak ilmî gelişmelere öncülük eden âlimlerdir. Aslında Buharî, Semerkandî, Tirmizî ve Harizmî nisbeleri sadece bu adla şöhret bulmuş birer âlime ait değil, daha birçok âlime ait nisbelerdir. Özellikle Semerkandî nisbeli yüzlerce âlim vardır.

Büyük Türk-İslâm âlimlerinin kabirlerinin ve medreselerin bulunduğu Semerkant, Buhara ve Hive şehirleri bütün dünyanın ilgisini çekmektedir. Özbekistan, Büyük Türkistan’ın bir parçasıdır. Burada atalarımızdan kalma çok sayıda kültür mirası bulunmaktadır. Özbekistan bu eserleri korumayı, bakım ve onarımını yapmayı ve gelecek nesillere aktarmayı bir kültür politikası olarak benimsemiştir.

Özbekistan’ın tarihî ve kültürel zenginliği, bunların Türk dünyasına ve İslâm kültürüne kazandırdıkları hâlen araştırılmaya ve ortaya çıkarılmaya muhtaçtır. Bu sebeple 2007 yılında Taşkent, 2020 yılında Buhara İSESCO tarafından “İslâm Kültürünün Başkenti” seçilmiştir. Ayrıca Hive, TÜRKSOY tarafından 2020 Türk Dünyası Kültür Başkenti seçilmiştir. Semerkant’ta İmam Buharî ve İmam Maturidî türbeleri; Buhara’da Abdulhalık Gucduvanî, Bahauddin Nakşibend, Minare-i Kelan, Mescid-i Kelan külliyeleri; Fergana’da Ahmet Ferganî, Burhanettin Margilani anıtları, Surhanderya’da Hakim Tirmizi; Hive’de İçan Kale; Şehrisebz’de Davut-Tilavet, Karman’da Kasım Şeyh Türbesi gibi onlarca ziyaret yeri ve İslâm hatırası araştırılmayı beklemektedir.

Dolayısıyla Özbekistan üzerine yapılacak kapsamlı bir Sempozyum, Türk tarih ve kültürü yanında İslam’ın gelişim ve yayılma serüvenini anlamaya yardımcı olacaktır. Bu sempozyumlar serisinin Türkiye ile Özbekistan arasındaki çok boyutlu ilişkilerin giderek güçlenmesine ve iki ülkenin her konuda birlikte hareket etmesine katkı sağlayacağı ümit edilmektedir.

“Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan Özbekistan, M.Ö. 2. yüzyıldan bu yana yaklaşık 2500 yıllık İpek Yolu oluşumunun içinde yer almıştır. Bundan dolayı Özbekistan toprakları içinde onlarca cami, medrese, kale ve kervansaray bulunmaktadır. İşte bu tarihî birikim, Özbekistan’ın gelecekte de çok önemli bir ticaret güzergâhı olacağını göstermektedir. Bu potansiyel, Özbekistan turizmi açısından da büyük önem taşımaktadır. Bu sempozyumlar sayesinde Özbekistan’ın tarihî, kültürel, bilimsel, siyasi, jeopolitik ve ekonomik önemi daha iyi anlaşılacak; bu ülke modern dönemde yeniden siyasi ve kültürel bir misyon üstlenecektir. Böylece Özbekistan, yakın bir gelecekte eski İpek Yolu canlılığına kavuşabilecektir.

Sempozyumda bildiri sunmak isteyen bilim insanlarının, aşağıda belirtilen konular çerçevesinde bir problemi veya olguyu bilimsel yöntemlerle inceleyecekleri bildiri için 200-250 kelimeden oluşan bir özet hazırlayıp belirtilen adrese göndermeleri gerekmektedir.

 

ÖNEMLİ TARİHLER

Sempozyum tarihi:  09-10 Ekim 2020

Bildiri özeti göndermek için son tarih:  15 Mayıs 2020

Kabul edilen bildirilerin ilan tarihi:  25 Mayıs 2020

Bildiri tam metnini göndermek için son tarih:  25 Ağustos 2020

 

SEMPOZYUMUN YAPILACAĞI ŞEHİR:  ANKARA

SEMPOZYUMUN YAPILACAĞI KONFERANS SALONLARI:  AYBÜ ESENBOĞA VE ETLİK SALONLARI

 

ARAŞTIRMA ALANLARI

* Tarih

* Edebiyat

* Din

* Medeniyet

* Bilim

* Eğitim

* Hukuk

* Siyaset 

* Ekonomi

* Tıp

 

KAPSAM ve SINIRLILIKLAR

Bu Sempozyum projesi, Özbekistan’ı çeşitli yönleriyle araştırmayı, dünün gerçeklerini ve bugünün imkân ve fırsatlarını gün yüzüne çıkarmayı amaçlamaktadır. Özbekistan hem ülke, hem devlet, hem halk, hem de medeniyet ortamı olarak araştırma konusu yapılacaktır. Belli başlı araştırma alanları; tarih, edebiyat, din, medeniyet, bilim, eğitim, hukuk, siyaset, ekonomi ve tıp olarak belirlenmiştir. Fakat bunlara ait alt başlıklar gerektiğinde öne çıkarılabilir. Diğer ülkeler ve devletler ancak tarih ve uluslararası ilişkiler açısından gerekli olduğu takdirde araştırmaya dâhil edilecektir. Özbekistan-Türkiye ilişkileri, hem tarih hem de uluslararası ilişkiler bakımından bir önceliğe sahiptir.

Bildiriler, akademik yöntem ve amaçlarla hazırlanıp sunulacak, duygusal ve ideolojik boyutlar taşımayacaktır. Siyasi aktörler ve uygulamaları övgü veya yergiye konu edilmeden sadece bilimsel araştırma usullerine uygun olarak incelenecek ve değerlendirilecektir.

Özbekistan, Maveraünnehir bölgesinin en büyük parçasını oluşturmaktadır, fakat havza gereği icap ettiğinde bugün Özbekistan sınırları içinde yer almayan topraklar da çeşitli açılardan araştırma konusu yapılabilir. Özbekistan, modern bir ülke adlandırması olup tarihi, işlevsel olarak İslam öncesi, İslam’ın kabul edilmesinden Rusya egemenliğine kadarki dönem ve Sovyetlerin dağılmasından sonraki Özbekistan Cumhuriyeti dönemi şeklinde dönemlendirilebilir. Özbekistan’ın tarihteki başarıları ve maruz kaldığı olumsuzluklar kadar bugün içinde bulunduğu fiili durum ve onu bekleyen gelecek de önemlidir.

 

BİLDİRİ DİLİ: Türkçe, Özbekçe, İngilizce