Endüstri Mühendisliği
|

İmalat Yönetimi

Bir sistemi, belirli parçalarından (alt birimlerden, alt sistemlerden) oluşan, parçalar arasında belirli ilişkileri ve parçaların aynı zamanda da dış çevre ile ilişkisi olan anlamlı bir bütün olarak tanımlamak mümkündür. Birleşik ve bütünleşmiş parçalardan oluşan herhangi bir yapı, olay veya eylem bir sistem olarak ele alınır.

Günümüz şartlarında, sistem yaklaşımı düşüncesinden her alanda geniş olarak yararlanılmaktadır. Söz konusu kavram, üretim yönetimine de geniş görüş açısı sağlamıştır. İşletmelerin her birisi bir sistem olarak düşünülürken, işletmenin bir alt sistemi olan üretim sistemlerine, topluma değer yaratabilen faaliyetlerden oluşan bir çatı olarak bakılmaktadır.

Üretim sistemleri; "İşletmelerin belirlenen amaçlarına ulaşabilmeleri için, sistem içinden ve dışından sağlanan girdilerin en uygun bileşenin bulunarak fiziksel bir çıktıya dönüştürülmesi sürecidir". Bu tanıma göre, üretim sistemlerinin üç temel öğesi vardır. Bunlar; girdiler, dönüşüm süreci ve çıktılar olarak sayılabilir.

Girdiler: Bir üretim eyleminde bulunabilmek için, girdi olarak isimlendirilen ve eylem merkezine dışarıdan alınması gereken öğeler vardır. Dönüşüm sürecine yer, zaman, miktar ve kalite açısından yeterli ve uyumlu olarak akması gereken girdileri iki şekilde sınıflandırabiliriz. Bunlar; kontrol edilemez girdiler ve kontrol edilebilir girdilerdir.​​

  • Kontrol edilemez girdiler, üretim sistemini etkilemesine rağmen, üretim sistemince etkilenemeyecek nitelikte olan girdilerdir. Bunlar, üretim sisteminin dışında kalan başka sistemlerdir. Yasal sistem, sosyal sistem, ekonomik sistem, doğal sistem ve psikolojik sistem kontrol edilemez girdileri oluşturur ve çevresel faktörler olarak isimlendirilirler. Üretim sistemindeki bir değişme çevresel faktörlerde bir değişiklik yapmamasına karşın, tersi bir durum, üretim sistemini olumlu veya olumsuz yönde etkileyebilecek hatta yeniden tasarlanmasını zorunlu kılacaktır.
  • Kontrol edilebilir girdiler, üretim sistemi tarafından miktarları, biçimleri, yerleri, kaliteleri, oranları ve akışları değiştirilebilen girdilerdir. Bunlar, hammadde, sermaye, iş gören ve teknolojiden oluşur.

Dönüşüm Süreci: Üretim sistemleri açısından, üretim sistemin bir alt sistemi olan dönüşüm sürecinin karar alanları, üretim biçiminin belirlenmesi, kapasitenin belirlenmesi, kuruluş yerinin seçimi, üretimin programlanması, malzeme akış yollarının belirlenmesi, makina ve araç-gereçlerin saptanması, yerleşim düzenlemesi, süreçleme ve bakım-onarıma ilişkin eylemlerin belirlenmesidir.

Çıktılar: Üretilen mal ve hizmetler sistemin çıktılarını oluşturur. Girdiler üretim sürecinde mal ve hizmete dönüşünce, söz konusu mal ve hizmetler üzerinde kalite ve maliyet bilgileri birikir. Kalite ve maliyet ikilisinin miktar ve özellikleri, daha önceki üretim sisteminin aşamaları tarafından belirlenir.

Üretim tiplerini benzer biçimde adlandırıp üçlü bir sınıflama yapan Gavett ve Starr dışındaki yazarların genellikle ikili bir sınıflama yaptıkları görülmektedir. Buffa, Mayer, Boris ve Hopeman gibi yazarlar üretim sistemlerini sınıflandırırlarken ürünün üretim akışı kriterini kullanarak "sürekli" ve "kesikli" terimlerini kullanmışlardır.

Starr ve Gavett 'in yaptığı sınıflandırmada, her üretim sistemi sınıfı geleneksel yerleşim türlerinden birine karşılık gelmektedir. Üretim sitemlerinde yerleşim planlaması ağırlıklı bir yer tuttuğundan bu sınıflama önem kazanmaktadır. Starr ve Gavett üretim sistemlerini üç ana grupta toplamışlardır;

  • Seri Üretim (Flow-shop)
  • Atölye Tipi Üretim (Job-shop)
  • Proje Tipi Üretim (Project-shop)

Birçok yazar seri ve atölye tipi üretimi ayrı ayrı sınıflamakla birlikte, proje tipi üretimi ya atölye tipi üretimin içinde ya da bu sınıflardan birinin özel bir durumu olarak ele almaktadır.

Anlatılan üç üretim tipi dışında, özellikle 1970'li yıllardan sonra gündeme gelen ve yeni bir üretim felsefesi olarak ortaya çıkan grup düzenleme ve grup teknolojisi fikrinden hareketle geliştirilen "Hücre Tipi Üretim Sistemi (Cellular Manufacturing System)" ayrı bir sınıf olarak ele alınacaktır.

Sözü edilen üretim sistemlerine ek olarak, Japonya'da ortaya çıkan ve sıfır stokla üretime dayanan JIT (Just In Time) üretim şekli tanıtılacaktır